29 Aralık 2013 Pazar

Karnabahar pilavı

Aslında bu tarifi size misafir sanatçı olarak gelecek pek süper insan Görgün yazacaktı, ama fırsatı olmadı. Ben de geçen gün yapıp yeyince, böyle bir güzelliğin daha fazla siz pek süferli okurlarımdan uzak kalmaması gerektiğine karar verdim. Görgün de bu şekilde mi yapıyor, bilmiyorum. Benim ki web'de bulduğum bir tarifin uyarlaması.

Malzemeler
1 karnıbahar
1 kuru soğan
Zeytinyağı
Tuz
Buzdolabı poşeti


1. İlk olarak karnabaharı çiçekcikler halinde ufak ufak parçalara ayırıp yıkıyoruz.


2. Karnabaha parçalarını rondoya atıp pilavsı bir görünüm alana kadar bıztlıyoruz.


3. Bıztlama işlemi bitince pişireceğimiz kadarını ayırıp, gerisini kilitli buzdolabı poşetlerine koyarak sonraki günlerde kullanmak için buzluğa kaldırıyoruz.


4. Tavada zeytinyağında soğanları kavurup, üzerine karnabaharı ekleyerek kavuruyoruz.


5. Pişene kadar sık sık karıştıyoruz. Piştiği noktada rengi hafif sararıp, suyunu kaybettiği için hacmen küçülüyor karnabaharlar.


 Bu yemeği yapmaya başladığımda evimizin asayiş ve berkemalinden sorumlu devlet bakanı Nimet abla da yanımdaydı ve ilk sorduğu soru "Bunu beğenmezsek ne yapacağız?" oldu :)). Ama yedikten sonra tarifini isteyip "Başta burun kıvırmıştım ama çok güzel olmuş" dedi. Volkan da pek bayıldı, kinoa pilavına rakip olarak görüyor :))).


26 Aralık 2013 Perşembe

Kabak yatağında ton balığı

Dün hastalık sonrası buzdolabının halinden bahsetmiş ve tarumar olmuş sebzeleri halka kazandırmanın ilk adımı olan soya filizi salatasının tarifini vermiştim. Bugün salatanın yanına ana yemek olarak yaptığım ve dolapta sebze olarak kalan iki kabak ve bir domates ile et sınıfından bir kutu ton balığını kullanarak hayata geçirdiğim ismi afilli ama arka planı zavallı olan kabak yatağında ton balığı tarifiyle karşınızdayım.

Malzemeler
2 adet kabak
1 domates
1 kutu ton balığı (ben zeytinyağında bekleyenleri kullanıyorum)
1  domates
1 yumurta
Tuz, kırmızı biber, karabiber
Zeytinyağı

1. Önce kabakları iyice yıkıyor ve kabuklarını soymadan, köklerini kesip ortadan uzunlamasına ikiye bölüyoruz ve kabakların içlerini bir kaşık yardımıyla çıkartıyoruz.


2. Kabak içlerini ve kabuğunu soyduğumuz domatesi minik minik doğruyoruz.


3. Kabak içi bıdıkları, domates ve çatal yardımıyla parça pinçik ettiğimiz ton balığını tavada kavuruyoruz. Biraz piştikten sonra üzerine baharatları ekliyoruz.


4. İç malzeme piştikten sonra bir kenara soğumaya bırakıyoruz. O arada soya filizi salatasını hallettim ben misal. İç malzeme soğuduktan sonra içine yumurtayı kırarak iyice karıştırıp, kabakların içine pay ediyoruz. Kabakları önceden 200 derecede ısıtılmış fırında, yağladığımız yapışmayan bir fırın kabıyla pişmeye bırakıyoruz.


5. Ton balıklarının üstleri kızarınca fırından çıkartıp afiyetle yiyoruz.


Biz yemiyoruz ama, aranızda yiyenler varsa, bence üstüne kaşar peyniri de çok yakışır bu yemeğin. 

25 Aralık 2013 Çarşamba

Kore usulü soya filizi salatası - 콩나물 냉채

Bir kısmınız biliyor, son iki haftadır hastalıklardan hastalık beğendim. Önce ağır bir idrar yolları enfeksiyonu yere serdi, sonra tam toparlandım derken popomun üstüne düşüp (yine) eğlencelerden eğlence beğendim. Evde yatarken, önceden yaptığım bazı tarifleri paylaştım ama yeni şeyler pişirecek halim pek yoktu açıkçası. Sonunda biraz kendime gelip dolabı açtığımdaysa, hastalık öncesi aldığım sebzelerin can çekiştiğini gördüm. 2 hafta önce markette bulup sevinç çığlıkları eşliğinde sepete attığım iki paket soya filizi, perişanlıkta başı çekiyordu. Ben de aylar önce gördüğüm bir tarifi denemeye karar verdim.

Kore usulü soya filizi salatasının asıl adı 콩나물 냉채 (Kongnamul nengçe). Tam Türkçesi soya filizi mezesi. Kore'de özellikle yağlı ya da ağır yemeklerin yanında veyahut etle birlikte servis ediliyormuş. Çok taze ve ferah bir tadı var. Bizim evde oldukça hit oldu. 

Malzemeler
1 paket soya filizi (bendeki iki paket yıvıranları temizleyince bire indi)
Yarım salatalık
3-4 yeşil biber
1 tatlı kaşığı susam
1 tutam tuz
Kaynar su

Sos için:
1 yemek kaşığı bal
1 tatlı kaşığı hardal
1 tatlı kaşığı sirke
2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı limon
1 tutam tuz

1. İlk olarak soya filizlerini iyice yıkıyor ve uç kısımları kopartmak suretiyle ayıklıyoruz. Aşağıda ayıklama öncesi ve sonrası hallerini görebilirsiniz.


2. Piru pak olmuş soya filizlerini tuzlu kaynar suya atıyor ve hemen kapağını kapatarak 3 dakika kadar yüksek ateşte haşlıyoruz.


3. Haşlanan soya filizlerini süzerek soğumaya bırakıyoruz.


 4. Bu tarif için salatalığın yalnızca kabuğunu kullanıyoruz. Önce salatalığın kabuğunu aşağıdaki gibi çıkartıyoruz.


5. Sonra da ince ince doğruyoruz.


6. Biberleri de yıkayıp temizleyip, ince ince doğruyoruz.


7. Bütün sos malzemelerini bir kapta iyice karıştırıyoruz.

8. Hazırladığımız sebzeleri sosa ekleyerek iyice karıştırıyoruz.


9. Bir iki saat buzdolabında beklettikten sonra susam ekleyerek soğuk olarak servis ediyoruz.


Bu tarifin aslında şeker de vardı ancak biz işlenmiş şeker tüketmediğimiz için ben eklemedim. Bir de daha renkli olsun, göze hoş görünsün derseniz, kırmızı ve sarı biberleri de ince ince doğrayarak ekleyebilirsiniz. Evde olsaydı ben de koyacaktım.

21 Aralık 2013 Cumartesi

Rende tatlı patates tavası

2011'de York'da yapılacak Memory konferansına gittiğimizde kaldığımız dünyalar ucuzu hostelin kahvaltısında yemiştim ilk defa hash browns'ı. Döndükten sonra tadına bayıldığım bu patatesli kahvaltılığı bir ara sık sık yapıyordum, sonra unuttum ve bugünlere geldik. Bu sabah kahvaltıya yapacak değişik bir şey olsun, ne olsun diye düşünürken aklıma buzdolabındaki öle yazmış tatlı patatesler ve bir zamanlar pazar sabahlarımızın favorisi olan hash browns geldi. Patatesten oluyor, tatlı patatesten neden olması dedim. Çok da süper oldu. Belki aranızda pazar kahvaltısında yapmak isteyenler olur diye bugünden yazayım dedim.

Malzemeler
3 büyük tatlı patates (ya da 2 büyük patates)
1 küçük kuru soğan rondoda iyice çekilmiş
Tuz 
Karabiber
Zeytinyağı

1. Tatlı patatesleri soyup yıkayıp rendeliyoruz.


2. Kuru soğanı patates rendesine ekleyip iyice karıştırıyor ve sonra karışımı temiz bir kurulama bezine koyarak Volkan'ı çağırıyoruz. Volkan kaslı kolları ve güçlü elleriyle patates karışımının suyunu iyice sıkıyor. (Biz iki kerede yaptık, daha iyi sıkılsın diye)


3. Patates soğan karışımına tuz ve karabiber ekleyerek iyice karıştırıyoruz ve yağlanmış sıcak tavaya iyice bastırarak koyuyoruz. Altını kısıyoruz.


4. Bir yüzü kızarınca patateslerin diğer tarafını çeviriyoruz. Ben bu konuda bayağı kötüyüm ve çevirme noktasına kadar "keşke Görkem burada olsaydı" deyip durdum. Kendisi bu konuda çok yetenekli bir arkadaşımız.

5. İki yüzü de pişince bir tabağa alıp servis ediyoruz.


6. Eğer dilerseniz siz de benim bu sabah yaptığım gibi üzerine yağda yumurtayla servis edebilirsiniz. Çok yakışıyorlar birbirlerine.


Eğer siz yiyorsanız, normal patatesle de yapabilirsiniz. Ya da tek büyük bir yuvarlak yapmak yerine daha küçük porsiyonlar halinde de pişirebilirsiniz. Hem öyle çevirmesi de daha kolay olur.

20 Aralık 2013 Cuma

Şam fıstıklı çikolata

Bu ilk çikolata tarifim değil. Bir önceki tarif tamamen hindistan cevizi yağından oluşuyordu. O da güzeldi bence ama tadı tam olarak çikolata tadı değildi. Ben de yine bir çikolata krizi günü hummalı bir araştırmaya giriştim ve yeni bir tarife ulaştım. Über lezzetli gerçekten. İnanılmaz. Feci tavsiye ederim.

Malzemeler
 2 parmak kadar saf kakao yağı (fotoğraftaki katı kütle)
2 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı
2 yemek kaşığı bal (Volkan'ın isteği üzerine tatlılığını artırdım)
100 gr. çiğ şam fıstık

1. İlk iş, şam fıstıklarını fırın kağıdının üzerinde fırına verip biraz kavuruyoruz. Hızlı oluyolar, bırakıp başka işe dalmayın.


2. Kakao ve hindistancevizi yağlarını benmari usulü eritiyoruz. Birbirlerine geçmeleri için sık sık karıştırın ve eridikten sonra bir süre daha bekleyin.


3. Şam fıstıklarını mini silikon kalıplarına yerleştirin. Bunlar minik oldukça, tantitoniden aldım.


4. Yağlı karışıma balı da ekleyerek iyice karıştırın ve sonra şam fıstıklara paylaştırın. Çok kalın olmasınlar. Kakao yağı çok hızlı donuyor, eğer pay etme işlemi sırasında katılaştığını hissederseniz, ben mari yaptığınız sıcak suda biraz bekletip erimesini sağlayın.


5. Çikolataları 20-25 dakika buzlukta beklettikten sonra buzdolabına alabilir ya da servis edebilirsiniz. Çok çabuk eriyorlar, ben o yüzden kalıpla birlikte servis etmenizi tavsiye ederim.


Eğer vegan versiyonunu isterseniz pekmez ya da agav şurubuyla da yapabilirsiniz. Ben ilk yaptığımdan beri 2 kere daha yaptım, hiç birinde ertesi günü göremedi çikolatalar, hemen bittiler.

19 Aralık 2013 Perşembe

Pazı sapı salatası

Dün kore usulü pazı tarifi verirken, "saplarını atmayın, aman ha" demiştim ya, işte bu gün o saplarla ne yapılacak onu anlatacağım. 

Bilenler bilir Ege yöresinde otlar saplar pek sevilir, pek fazla yenir. E, anne tarafı egeli olunca ister istemez bir aşinalık oluyor elbet. Bu salata bizim (annemlerin) evde pazı sarmasının kadrolu eşlikçisidir. Ben annem ve teyzem kadar sabırlı olup da sarma saramadığım için, bizim evde (Volkanla benim) Kore usulü pazıya Egeli arkadaş olarak eşlik ediyor. Siz de ekşili, sarımsaklı salatalara bayılıyorsanız bizim gibi, çok tavsiye ederim.

Malzemeler
2 demet pazının sapı
1 limon
4-5 diş sarımsak
Zeytinyağı
Kaynar su
Tuz

1. İlk olarak pazı saplarını ayıklıyoruz. Bunu yapmak için kök kısımlarını ve kenardaki kılçıkları temizliyoruz. Aşağıda öncesi ve sonrası hallerini ve dünya şahanesi pijamamı görebilirsiniz.

2. Ayıkladığımız pazı saplarını kaynar suya atarak yumuşayana kadar haşlıyoruz.


3. Haşlanan sapları önce buzlu suya atıp (rengi solması diye) sonra süzüp bir tabağa alıyor ve limon, sarımsak, zeytinyağı, tuz karışımıyla bezeyerek afiyetle yiyoruz. Rakıyla çok iyi gidiyor, benden söylemesi.


Tamamen aynı şekilde semiz otu saplarından da salata yapabilirsiniz. O da çok şahane oluyor.

18 Aralık 2013 Çarşamba

Kore usulü pazı - 시금치 고추장 무침

Daha önce Kore yemek kültüründen ve ana yemeklerin yanına pek çok farklı yan yemek yediklerinden bahsetmiştim. Bugün vereceğim tarif bu yan yemekler içinde favorilerimden biri olan Kore usulü çeşnilendirilmiş pazı.  Bu yan yemeğin asıl adı 시금치 고추장 무침 (Şigımçi goçucang muçim) biber salçasıyla çeşnilendirilmiş ıspanak. Benim yediğim versiyonunda pazı değil de ıspanak ile yapılmıştı. Evde ıspanakla da yaptım ama ıspanak yıkayıp ayıklaması ömür törpüsü olduğu ve pazı görece daha kolay temizlendiği için pazıyla denemeye karar vermiştim. Sonuç bence harika oldu. O zamandan beri de hep pazıyla yapıyorum.

Malzemeler
2 demet pazı
3-4 diş sarımsak
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı pul biber (biber salçanız acı değilse kullanın)
1 tutam tuz
1 yemek kaşığı susam yağı
1 tatlı kaşığı susam
Kaynar su

1. Pazıları iyice yıkayıp temizleyin. Saplarını ayıklayın (ama sakın atmayın, yarın onunla ilgili de bir tarif var) ve yalnızca yapraklar kalsın. Eğer siz de benim kadar şanslıysanız, yoğun olduğunuzda bu işlemi sizin için yapacak harika kadınlar vardır ailenizde :).

2. Pazıları büyük bir tencereye koyup üzerine kaynar suyu boca edin ve kapağı kapatarak 10 dakika kadar bekleyin.


3. Pazılar sönüp yumuşayınca şekildeki gibi, içine buzlu su koyduğunuz bir kaba alın. Bu pazıların nefti yeşile dönmeyip o güzel canlı yeşil renklerini korumaları için gerekli. Sonrada pazıları iyice sıkarak bir kaba alın.


3. Susam taneleri hariç bütün malzemeyi karıştırın.


4. Servis edileceği kaba aldıktan sonra üzerine susam taneleri serpiştirerek sunuma hazır edebilirsiniz.




  • Ben önceki yapışlarımda pazıyı haşlıyordum direk, bu kaynar suda bekletme yöntemini annemden öğrendim. Bu şekilde daha diri oldular. 
  • Susam yağı alırken dikkat edin, yenilebilir cinsinden olsun. Ben aktardan yenen susam yağı diye isteyerek aldım ama kozmetik amaçlı olanlar da var, aman dikkat.
  • Bu tarifteki miktarlar yemeğe misafir geleceği için biraz çok, siz bir akşamlık istiyorsanız tek demet pazıyla malzemeyi yarıya indirerek yapabilirsiniz. Ayıklaması daha kısa sürer hem :).
  • Bir de son olarak, servis etmeden bir kaç saat önce hazırlarsanız tatlar iyice birbirine siner daha bir leziz olur.



17 Aralık 2013 Salı

Humus

Huyumdur, bir yemeğe takıldığım zaman bir kaç ay aşırı sık yerim. Lisanstayken kantindeki amca beni görür görmez hiç soru sormadan yapmaya başlardı sandviçi - aynı sandviçi yaklaşık 3 sene her öğlen yedim. Son günlerde de okulda yemekhane yemekleri fazla karbonhidratlı olduğunda Wonderland'den falafelli salata yemeye taktım. Pek lezzetli olan bu salataya falafel dışında bir de humus koyuyorlar ve ben de buna bayılıyorum. Damak tadıma aniden bir güneş gibi doğan humusu evde de yaparım diye düşündüm. Wonderland'ın humusua göre biraz daha katı bir humus oldu, ama tadı iyiydi, o yüzden de tarifi vereyim dedim.

Malzemeler
1,5 bardak nohut 
Yarım bardak tahin
Yarım bardak zeytinyağı
1 limonun suyu
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
1 çay kaşığı kimyon
2 diş sarımsak
tuz
1 çay kaşığı karbonat

1. Nohutları bir gece suda bekletip şişmelerini sağlıyoruz.


2. Bir çay kaşığı karbonat ve biraz tuz eklediğimiz suda nohutları yumuşayana kadar iyice haşlıyoruz. (Karbonat ve tuz kabukların kolay soyulması için)


3. Sonra sabır ve sebatla nohutların kabuklarını ayıklıyoruz. Bu işlem bende 1 saat kadar sürdü.


3. Önce nohutları ezip, sonra bütün malzemeyi ekleyerek karışımı püre haline getiriyoruz. Bu iş mutfak robotunda daha rahat olabilir. Ama benim rondom çok büyük olmadığı için püregeçle ( böyle bir kelime yok gerçi ama anladınız siz) ezerek yaptım.


4. İyice homojen hale gelen karışımı servis ediyoruz.


Benimki gördüğünüz gibi biraz katı oldu, siz daha sıvı olsun isterseniz, nohudu haşladığınız sudan ekleyerek yoğunluğunu azaltabilirsiniz. Eğer daha çılgın bir servis şekli istiyorsanız, humusu biraz daha ince bir tabaka olarak tabağa alıp, üzerine tavada kavurduğunuz pastırmaları koyarak servis edebilirsiniz. Pek leziz oluyor. Son olarak kendime not: bir dahaki sefere 1 bardaktan yap. 1,5 bardak nohudu ayıklaması çok uzun sürüyor, bir de üstüne çok fazla humus çıkıyor.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Balda meyve

Aslında bugün için başka bir tarif yazmayı düşünüyordum ama dün gece Volkan'ın tatlı krizi tutunca işler değişti. Evimin direği ve pek şahane insan, biricik kocam Volkan "Kafamı nutella kavanozuna daldırmak istiyorum. Çıkıp nutella ve çilek alayım mı?"  gibi son derece tehlikeli ve bölücü ifadeler kullanmaya başlayınca duruma el atmak zorunda kaldım. Pazar akşamının geç saatleriydi ve geçtiğimiz hafta boyunca evde hasta yattığım için dolapta da pek bir şey yoktu açıkçası. Bir de üstüne aşırı halsiz olduğum için kısa sürece yapılacak bir şey uydurmam gerekiyordu. Ortaya aşağıdaki tatlı çıktı. Ben de belki pazartesi sendromunuza iyi gelir dedim.

Malzemeler
1 muz
1 elma
1 yemek kaşığı bal
Yarım bardak sıcak su
1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı
1 çay kaşığı (silme) tarçın
Kırılmış badem

1. Elma ve muzu soyuyoruz. Elmayı ince ince, muzları kalıncana doğruyoruz.


2. Hindistan cevizi yağını yapışmaz tavaya koyup ısıtıyoruz. Meyveleri tavaya dizerek bir yüzleri pişene kadar bekleyip sonra diğer yüzlerini çeviriyoruz. (Ben diğer yüzlerini çevirdikten sonra altını biraz kıstım).

3. Meyveler pişerken yardım bardak sıcak suyla balı ve tarçını karıştırıp eritiyoruz ve karışımı meyvelerin üzerine döküyoruz. (Döktükten sonra altını tekrar açtım)

4. Meyveler ballı sosu iyice çekip yumuşayınca (sos da koyulaşmış oluyor bu esnada) altını kapatıyoruz. Bir sıra meyve, üzerine badem şeklinde meyveleri bitene kadar sıralıyoruz. Üzerine tavada kalan ballı sostan bir kaşık ekleyip servis ediyoruz.


Biz ikimiz de bayıldık, çok lezzetli olmuştu. Bir daha ki yapışımda 2 muz kullanmayı düşünüyorum. Armutla da denenebilir, çok yakışır diye düşündüm dün yerken. Bir de badem yerine ceviz kullanmak da hoş olabilir. Artık varyasyonları denemek isze kalmış.


15 Aralık 2013 Pazar

Patlıcan salatası

 Evet, biliyorum, geçen hafta 3 günlük bir gecikmenin ardından yazdığım postda, her gün yazacağım, söz, demiştim. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı ve pazartesi gecesi feci hastalanarak hastanelik oldum. Sonraki iki gün pek gözümü açamadan yatakta, sonraki iki gün ise yatay pozisyondan dikey pozisyona geçmeyi başaramayarak salonda battaniye altında, koltukta geçti. Son iki gündür biraz daha ayaklanmış vaziyetteyim ama hala üstümü değiştirsem ya da tuvalete gitsem yoruluyorum. Öyle bir haller içindeyim. Halbuki, size ne tarifler ne güzellikler hazırlamıştım geçen hafta sonu. Ne yapalım, bu haftaya kısmetmiş yazması.

Geçen hafta sonu doktoramın pek tatlı hanımları bizim evdeydiler. Ben de elimden geleni ardıma komayıp, ne bulduysam pişirdim. Önümüzdeki bir kaç gün, o sofranın tariflerini okuyacaksınız.

Malzemeler
7 patlıcan
1 baş kuru soğan
3 orta boy domates
Yarım demet maydanoz
1-1,5 limon (sos için)
1 limon (patlıcan kararmasın diye)
Zeytinyağı, tuz, kırmızıbiber

1. İlk olarak patlıcanları yıkayıp kuruluyor ve bıçakla üzerlerine delikler açıyor (fırında patlamış patlıcan seviyorsanız ayrı) ve fırın kağıdı serilmiş tepsiyle 200 derecede önceden ısıtılmış fırının tepe rafına koyuyoruz.


2. Bir zaman aralığı veremiyorum, çünkü biraz patlıcan, biraz fırın biraz ikisi arasında o gizemli ilişki belirliyor pişme süresini, ama patlıcanların bir yüzü aşağıdaki gibi göründüğünde, patlıcanları çevirerek, diğer yüzünde en az bu kadar pişmiş görünmesini bekliyoruz.


3. Patlıcanlar pişince (siz maşayla bastırdığınızda böyle yumuşakça içine çökünce), patlıcanları soyup, içine bir limonu sıkıp suyunu döktüğümüz bir kaseye alıyoruz. İyice limon suyuna bulayın ki, kararmasınlar.


4. Patlıcanları önce süzüp, minik minik, küp küp doğruyoruz. Biraz daha yıvır olsunlar derseniz, benim yaptığım gibi bütün patlıcanları doğradıktan sonra tekrar kesme tahtasına alıp büyük bir bıçakla taka tuka girebilirsiniz.


5. Domateslerin kabukları soyup minik küpler halinde doğruyoruz.


6. Soğanları piyazlık olarak doğrayıp katır kutur olmamaları için bir tatlı kaşığından biraz az tuzla ovuyoruz. Çok abartmayın suyu çok çıkmasın. Ama çok abarttınız diyelim, sorun değil, o zaman soğanları salataya eklemeden önce bir sudan geçirin.


7. Maydanozları yıkayıp pinçik pinçik olacak şekilde doğruyoruz.


8. Sonrasında bütün malzemeleri ve sos  malzemeleri karıştırarak servis ediyoruz.


Patlıcan da biraz mantar gibi nankör bir arkadaş. Yemeğinde sorun yok ama salatası için közlenince çekiveriyor utanmadan. 7 patlıcandan 2 avuç salatalık köz patlıcan çıkıyor. Bu şekilde domatesli soğanlı yapılınca, sarımsaklı yoğurtlu versiyonlarına göre daha bereketli oluyor. Bu da bendenizin pek hoşuna gidiyor. :)